Yerleşim Planı
Şehit Cuma DAĞ Tabiat Tarihi Müzesi, MTA Genel Müdürlüğü bünyesinde 7 Şubat 1968 tarihinde kurulmuş, yeni binasında tadilat sonrası 24 Mayıs 2011 tarihinde yeniden ziyarete açılmıştır. Müzenin teşhir salonlarında, Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden derlenmiş, hepsi birbirinden önemli ve değerli, çok sayıda örnek bulunmaktadır
Giriş Kat
3 kat ve 6 bölümden oluşan müzemizin giriş katında uzaya yolculuk yapacak, Güneş Sistemindeki gezegenleri tanıyacaksınız.
Bu bölümde yıldırım düşmesi sonucu kayaçların yüksek sıcaklıkta ergiyip soğumasıyla oluşan Yıldırımtaşını (Fulgurit) ve uzayın postacıları olan Göktaşlarını görebileceksiniz.
Ayrıca giriş katında Görme Engellilerin de faydalanacağı bir bölüm ile Eğitim Alanı ve Geçici Sergi alanı bulunmaktadır. Çocuk Eğitim alanında, yaşam boyu eğitim sürecinde çok yönlü öğrenme ve yaşam alanları olarak müzelerin, hayatın pratiğine dayalı, etkin kullanımını içeren müze eğitimiyle işlevini belirleyen programlar hazırlanmaktadır.
1. Kat
Müzemizin birinci katında bitki fosillerinin yanı sıra, bir hücreli canlılardan çok hücreli canlılara, omurgasız hayvanlardan omurgalı hayvanlara kadar çok sayıda fosil yer almaktadır.
Yaşamın kanıtları 'Fosiller' (omurgalı, omurgasız ve bitki fosillerinin sergilendiği bölüm), Prehistorya (tarih öncesi insanların kullandığı alet malzemelerin sergilendiği bölüm) ve Diyorama (Türkiye'nin hayvan ve bitkilerine ait güncel örneklerin canlandırma vitrinleri ile sergilendiği bölüm) bölümleri, mağara modeli ve çökelme ortamlarını gösteren maket 1. katta bulunmaktadır.
Ülkemizin güncel hayvan ve bitkilerine ait örneklerin gerçek yaşam alanlarının canlandırmaları içerisinde sergilendiği Diyorama Bölümü’nde Anadolu panteri, kızıl akbaba gibi önemli örnekleri görebilirsiniz.
2. Kat
İkinci katta, Mineraloji Bölümü’nde, yerkabuğunun yapı taşları olan mineral örnekleri, kayaçlar gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından temin edilmiş doğa harikası kristallerle göz alıcı renklere ve çekiciliğe sahip kristaller, süs taşları sergilenmektedir. Müzenin ikinci katında yer alan “Sistematik Mineraloji Bölümü”nde bilimsel olarak kabul edildiği şekilde mineraller, tek elementli minerallerden (doğal saf elementler) silikat grupları sınıflanmış şekilde Periyodik Cetvel üzerinde yer alan katyon ve anyon değerleri dikkate alınarak sunulur.
Ayrıca Türkiye Madencilik Tarihi bölümünde eski madenciliğe ait buluntular bilgileriyle birlikte vitrinlerde sergilenmektedir. Madencilikte kullanılan kırma, ezme, öğütme taşları ve havanlar, ahşaptan yapılmış kürek, kazma ile cevher taşıma tekneleri, pişmiş topraktan yapılmış üfleçler ve çeşitli maden cürufları eski Anadolu Metalurjisinin ulaştığı yüksek düzeyi göstermektedir.
Türkiye yeraltı kaynakları bölümünde ise, enerji hammaddeleri (kömür, bitümlü şeyl, petrol), süstaşları, Türkiye'nin özel mineral ve taşları, metalik madenler ve endüstriyel hammaddeler yer almaktadır.
Yerkabuğunu oluşturan kayaçlar çeşitli mineraller içermektedir ve yaşamları boyunca insanlar doğrudan ya da dolaylı biçimde bu minerallerle ilişki içindedir. Bazı mineraller insan sağlığına yararlı, yaşamı kolaylaştırıcı (sanayi, tıp, tarım vb.) ve yaşam için gerekli özelliklere sahipken, bazı minerallerin vücutta az veya çok oluşu insan sağlığı için zararlı olmaktadır. Bu durumdan yola çıkarak müzemizin 2. katında Mineraloji-Petrografi bölümünde Tıbbi Jeoloji bölümü açılmış ve ziyaretçilerimize sunulmuştur. Bu bölüm toplam 6 vitrinden 111 örnekten oluşmaktadır. Vitrinlerimizde ülkemizin çeşitli yerlerinden derlenmiş mineral, kayaç ve toprak örnekleri sergilenmektedir.
3. Kat
Üçüncü katta açılışı 2017 yılında yapılan Bilim Tüneli bulunmaktadır. Bilim Tünelinde, ülkemizin jeolojik miras alanları, Güney Afrika’nın safari parkları, deniz altındaki resiflerde gözlenen biyolojik çeşitlilik ve çiçeklerin göz alıcı renkli dünyası izlenebilmektedir.