Sıvılaşmaya Yatkınlık Haritaları Araştırmaları

Deprem, heyelan, taşkın, sıvılaşma gibi can ve mal kaybına yol açan doğa kaynaklı afetler jeolojik-jeomorfolojik yapı ve atmosferik şartlar ile ilişkili süreçlerden kaynaklanmaktadır. Ülkemiz bu tür afetlerin yoğun olarak yaşandığı doğa kaynaklı afet bölgeleri içerisinde yer almaktadır. Bu jeolojik kökenli doğa afetleri, geçmişte olageldiği gibi gelecekte de olmaya devam edecektir. Bu yüzden, afetin kaynağını tanımak ve etki alanını bilmek doğa kaynaklı afetlerle mücadelenin temelini oluşturmaktadır. Bu gerçeklikten hareketle Kurumumuzda jeolojik kökenli afet kaynaklarının araştırılmasına yönelik çalışmalar Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı, Aktif Tektonik ve Karst Araştırmaları Koordinatörlüğü bünyesindeki Aktif Tektonik ve Uygulamalı Jeoloji Birimince yürütülmektedir. 

Jeolojik süreçlerle meydana gelen deprem, insan ve değerlerini etkilediğinde afete dönüşür. Sıvılaşma, Kuvaterner yaşlı kırıntılı çökellerde gelişen ve depremi afete dönüştüren bir zemin davranış biçimidir. Özellikle 1998 Adana-Ceyhan, 1999 İzmit ve Düzce ve son olarak 2023 Kahramanmaraş depremleri gibi yakın zamanda ülkemizde meydana gelen depremlerde oluşan çok sayıdaki can ve mal kaybında sıvılaşmanın da önemli bir payı bulunmaktadır. Sıvılaşma sonucunda zeminde oturmalar, yüzeye kum ve su fışkırması, zeminde kalıcı yatay deformasyonlar (yanal yayılma), büyük genlikli yer hareketi, şevlerde akma, taşıma gücü kaybı, istinat duvarları ve rıhtım hasarları, yeraltı yapılarının yüzmesi, sıvılaşmış zemin üzerindeki yapıda çökme, oturma, yana yatma meydana gelmesi gibi zeminde oluşan yetersizlikler ve yapılarda hasarlar görülebilir.

Depremlerin neden olabileceği fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel, politik zarar ve kayıpları önlemek veya etkilerini azaltmak, güvenli, dirençli, hazırlıklı, sürdürülebilir yeni yaşam çevreleri oluşturmak amacıyla, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD, 2011) koordinatörlüğünde ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla “Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı” (UDSEP-2023) hazırlanmıştır. UDSEP-2023 kapsamında, deprem kaynaklı hasar verici zemin davranışlarından biri olan sıvılaşma açısından jeolojik-jeomorfolojik ölçütlere dayalı, bölgesel ölçekte sıvılaşmaya yatkınlık haritalarını hazırlama görevi Genel Müdürlüğümüze verilmiştir. Bu kapsamda, Kurumumuz tarafından 2013 yılında “Türkiye Bölgesel Ölçekli Sıvılaşmaya Yatkınlık Haritaları” projesi başlatılmıştır. Bu proje ile ülkemizin tüm kara alanlarını kapsayan 1:25.000 ölçekli “Kuvaterner Jeolojisi Haritaları” ve bu haritalardan üretilen aynı ölçekte “Sıvılaşmaya Yatkınlık Haritaları” hazırlanmıştır.

Sıvılaşmaya yatkınlık haritalarının oluşturulmasında jeolojik, jeomorfolojik ve hidrojeolojik koşullar esas alınmakta, deprem ve zemin özellikleri gözardı edilmektedir. Sıvılaşmaya yatkınlık haritaları dört ana veri grubu bilgisine dayandırılarak gerçekleştirilmektedir: 1. Çökelme ortamı ve yaş kökenli yüzey çökel haritasının (Kuvaterner jeolojisi haritası) oluşturulması, 2. Yeraltısuyu varlığının araştırılması, 3. Tarihsel sıvılaşma olaylarının belirlenmesi, 4. Mevcut sondaj verilerinin değerlendirilmesi. Çökellerin yaşı ve tipi, yeraltısuyunun derinliği, önceki çalışmalar ve tarihsel veriler birlikte değerlendirilerek, jeolojik harita birimlerinde sıvılaşmaya yatkınlık kategorileri belirlenmektedir. Sıvılaşmaya yatkınlık haritası çok düşükten çok yükseğe değişen aralıkta çökellerin göreceli olarak sıvılaşmaya yatkınlıklarını göstermektedir.

Bu araştırma sonuçları, çalışma bölgesindeki sıvılaşma tehlikesinin etkin bir şekilde yönetilmesinde gerekli verileri sağlayacak ve bu nedenle ülkemizdeki deprem zararlarının azaltılması çabalarına katkıda bulunacaktır. Bu çalışmalar, bölgesel ölçekte sıvılaşmaya yatkın alanların önceden bilinebilmesi ve bu alanlarda sıvılaşmaya karşı alınabilecek önlemlere ilişkin ayrıntılı çalışmaları yönlendirmesi açısından önemli bir altlık oluşturmaktadır. Sıvılaşmaya yatkınlığın belirlenmesi kapsamında yapılan bu çalışmalar ön değerlendirme amaçlı olup, alanların sadece sıvılaşmaya yatkın zeminlerin bulunabileceği ortamlar esas alınarak belirlendiği bilinmeli, herhangi bir mühendislik yapısının planlanması durumunda inceleme alanının daha ayrıntılı olarak araştırılması ve sıvılaşmayla ilgili diğer koşulların da (deprem, zeminlerin mühendislik özellikleri vb.) incelenmesi gerektiği göz ardı edilmemelidir.

SIVILAŞMAYA YATKINLIK HARİTALARININ BASIMI

Türkiye Bölgesel Ölçekli Sıvılaşmaya Yatkınlık Haritaları projesinin ürünleri “Türkiye Sıvılaşmaya Yatkınlık Haritaları Serisi” olarak basıma hazırlanmaktadır. 1:500.000 ölçekli pafta sınırları gözetilerek hazırlanan kitap, 1:250.000 ölçekli ‘Kuvaterner Jeolojisi Haritaları”, bu haritalardan üretilen aynı ölçekte “Sıvılaşmaya Yatkınlık Haritaları” ve bu haritaların açıklamasını içerecek şekilde hazırlanmaktadır. Kitap kapsamında çalışma alanı içerisinde yer alan Kuvaterner yaşlı birimlerin jeolojik ve jeomorfolojik özelliklere dayalı sınıflaması özetlenmiş, çökellerin sıvılaşmaya yatkınlık kategorileri belirlenerek kısaca açıklanmıştır. Üretilen Kuvaterner Jeolojisi ve Sıvılaşmaya Yatkınlık Haritaları 1:25.000 ölçek ayrıntısında sayısal verilerden oluşturulmuştur. Harita bilgilerinin kullanıcılara sunulmasında alanın genişliği göz önünde bulundurularak 1:25.000 ölçekli orijinal haritalardaki çoğu verinin kaybolmadan gösterilebildiği 1:250.000 ölçeği tercih edilmiştir. 2021 yılında ülke genelinde arazi çalışmaları tamamlanan projenin kitap basım çalışmaları devam etmektedir.

Türkiye Sıvılaşmaya Yatkınlık Haritaları Veri Tabanı: 2013 yılından itibaren gerçekleştirilen çalışmalar 1:25.000 ölçeğinde sayısallaştırılmaktadır.


1:250.000 Ölçekli İstanbul ve Bursa Paftaları Kuvaterner Jeolojisi Haritası

1:250.000 Ölçekli İstanbul ve Bursa Paftaları Sıvılaşmaya Yatkınlık Haritası