Jeofizik Araştırma Helikopteri
Ülkemizin büyük bir kısmının dağlık ve ormanlık oluşu, bu alanlarda yer bilimleri çalışmalarının yapılmasını zorlaştırmaktadır. Bu alanların gerek jeolojik gerekse jeofizik araştırmaları bahsi geçen çevresel koşullar nedeniyle yeterli düzeyde tamamlanamamıştır. MTA Jeofizik Etütleri Dairesi Başkanlığı maden, enerji ve yapısal jeolojik unsurların araştırılmasında karadan jeofizik ölçüler toplayarak ilgili jeolojik problemlerin çözümüne katkılar koymaktadır. Ancak, karadan ölçü toplamak büyük zaman ve ekonomik kayıplarına yol açabilmektedir. Jeofizik literatüründe rastsal gürültüler olarak adlandırılan ve yüzeye yakın kaynakların neden olduğu çevresel etkiler karadan toplanan jeofizik verilere bileşen olarak katılmakta ve yorumu güçleştirmektedir. Teknik olarak bu problemi aşabilmek için kullanılan sayısal süzgeçler de aranılan yapıya ait bileşenlerin kısmen veriden uzaklaşmasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak ölçü esnasında jeofizik cihazların gürültü yaratan kaynaklardan düşey yönde daha uzakta tutularak ölçü alınması hayati bir önem taşır. Maden, enerji ve yapısal jeolojik unsurların araştırılması akılcı planlar, uygun ve yerinde yöntemler ve güncel teknoloji kullanılarak yönlendirilebilir. Bu bağlamda, havadan jeofizik verilerin toplanması bahsi geçen problemlerin üstesinden gelebilmek için tercih edilebilecek yegâne yoldur. Uygulancak havadan jeofizik yöntemler: gravite, manyetik, elektromanyetik ve gamma-ray spektrometre yöntemleridir. Her bir yöntem ile jeofizik belirtiye neden olan yeraltı yapılarının/kütlelerinin ilgili fiziksel özellik dağılımları araştırılacaktır. Her ölçü sahasında farklı fiziksel özellikleri barındıran zengin veri kümelerinin elde edilebilmesi planlanmaktadır.
Bu projenin en önemli çıktıları arasında; kısa zamanda büyük alanların taranması, ülke ekonomisine konacak katkının artması, yüksek hacimde ve kalitede veri kümelerinin toplanacak olması, uçuş geometrilerinin 3B sistemde olması nedeniyle yeraltının gerçek 3B yorumunun yapılacak olması, bilimsel çalışmalara ışık tutacak yeni bulgu ve verilere ulaşılabilecek olması sayılabilir.