Volkanik Tehlikeler
Volkanlar püskürmeler sırasında ve sessiz olduklarında pek çok türde tehlike oluşturur. Tek bir püskürmede birden fazla tehlike ortaya çıkabilir.
Solda: Şili Calbuco volkanında 2015 yılında meydana gelen patlamalı püskürme. MAV Drone/Shutterstock.
Sağda: İtalya Etna Dağı'ndan efüzif püskürme. Wead/Shutterstock.
-
Piroklastik akıntılar
Piroklastik akıntılar, sizin koşabileceğinizden daha hızlı hareket eden ve çoğunlukla aşırı derecede sıcak olan, kül, kaya ve gaz akıntılarıdır. Volkan eteklerinden aşağı doğru çoğunlukla vadileri takip ederek hızlıca ilerlerler. Piroklastik akıntılar birçok farklı şekilde oluşabilir; patlamalı bir püskürme sırasında püskürme kolonunun çökmesiyle ya da lav domunun veya akışının aniden çökmesi ile meydana gelebilirler. Volkanik tehlikelerin içinde en tehlikeli ve yıkıma sebep olanı bu akıntılardır. Akıntının yolunda olan herhangi bir kişinin ölümüne veya ciddi olarak yaralanmasına sebep olabilir.
Piroklastik akıntı konuşma dilinde çoğu insan tarafından piroklastik yoğunluk akıntısı (PDC) için kullanılsa da, bu teknik olarak sadece akıntının yerçekimi kontrolündeki alt kısmını ifade eder. Akıntının üzerindeki üst sıcak kül ve gaz bulutuna ise yayılım (surge) denir. Bu kısım ayrılıp topografyanın üstüne doğru ve üzerinden hareket edebilir.
Montserrat'ta piroklastik akıntı. Photovolcanica/Shutterstock.
-
Laharlar
Laharlar, volkanik çamur veya moloz akıntılarıdır. Akıntı; hızlıca akarken toplanan su, volkanik kül, kayaçlar, çamur, büyük kayalar ve diğer molozlardan oluşur. Laharlar, kar veya buzun sıcak püskürme ürünleri tarafından hızlıca eritilmesi veya volkanik molozların yoğun yağışlarla yer değiştirmesi ile oluşabilir. Laharlar, püskürme sırasında veya püskürmeden yıllar sonra da meydana gelebilir. Normalde nehir vadilerini ve vadilerin çevresindeki düz zemini etkilerler. Çok tahrip edici olabilirler. Laharlar hızları, içerdiği molozlar ve ıslak beton kıvamı nedeniyle ölümcül olabilir.
St. Helens Dağı'nda ağaçlarla dolu lahar birikintisi. USGS.
-
Lav
Volkanların altında bulunan erimiş kayaya magma denir. Bu magma yüzeye püskürdüğünde lav olarak adlandırılır. Lav akıntıları, uzunluğu bazen kilometreleri bulan lav nehirleri oluşturur. Bu lav akıntıları normalde yürüyerek kaçabileceğiniz kadar yavaş ilerlerken bazen çok hızlı olabilmektedir. Lav bazen de volkan ağzında akkor halinde kızgın lav fıskiyeleri olarak görülebilir. Lav soğuduğu zaman siyah renk alır ve katılaşır. Yapışkan ve ağdalı lav volkan ağzından adeta diş macunu gibi sıkılıyormuş gibi yavaşça çıkarak volkan ağzında yığın şeklinde birikirse lav domları oluşur. Lav domları bazen çökerek piroklastik akıntılar oluşturur.
Hawai'de akkor lav akıntısı. Yvonne Baur/Shutterstock.
-
Balistikler
Volkanik balistik için kullanılan diğer terimler blok ve volkanik bombadır. Bunlar, volkandan büyük hızlarla atılan kaya parçaları ve lavlardır. Genellikle volkan ağzından 5 km kadar mesafeye kadar ulaşan bu malzemelerin büyüklüğü birkaç santimetreden birkaç metreye kadar değişebilmektedir. Bazı balistikler akkor halinde olup kuru bitki örtüsünde veya binalarda yangına neden olur. Hızları nedeniyle en küçük volkanik bombalar bile ciddi yaralanma veya ölüme yol açabilir.
Krakatoa'da küçük patlamalı bir püskürmeden dağılan bombalar. Tanguy de Saint-Cyr/Shutterstock.
-
Kül
Püskürmeler, farklı boyutlarda kayaç parçaları üretir ve bunlara toplu olarak tefra denir. Tefranın en büyük formu balistikler, en küçüğü ise her bir taneciği 2 mm'den ufak olan volkanik küldür. Volkanik kül, yangın külünden oldukça farklıdır çünkü minik kaya ve cam taneciklerinden oluşur ve bu sebeple çok aşındırıcıdır. Kül, püskürmeler sırasında büyük miktarda üretilir, en güçlü püskürmelerde atmosfer içine yükseklere gönderilir ve sonra da rüzgarlarla birlikte yüzlerce, hatta binlerce kilometre taşınır. Yavaş yavaş buluttan kurtularak düşen kül, en kalın birikintilerini normal olarak volkana en yakın yerde oluşturacak şekilde yığılır. Solunum güçlüklerine, cildin ve gözlerin tahriş olmasına sebep olabilen külün en kalın birikintileri, çatı, bina ve ağaçların yıkılmasına yol açabilir. İşlenmiş topraklar külle örtülebilir ve bunun sonucunda ürünler zarar görür, çiftlik hayvanlarının yiyecek ve suya erişimi engellenir. Kent ve kasabalardaki günlük hayat üzerinde çoğunlukla çok tahrip edici bir etkisi olan kül, ulaşıma ve hizmetlere de zarar verir.
Papua Yeni Gine'de arabaların ve evlerin üstünü örten volkanik kül. USGS.
-
Volkanik gaz
Volkanların altındaki magmada yüksek miktarda çözünmüş gaz bulunur ve bu gazlar püskürme sırasında ve püskürmeler arasında fümerol denen gaz deliklerinden, göl ve nehirlerde baloncuklar oluşturarak ve yerden çıkarak serbest kalır. En yaygın gaz, su buharı olup volkanların üzerinde çoğunlukla buhar ve buhar jetleri görülebilir. Karbondioksit, kükürt dioksit ve hidrojen sülfür gibi pek çok zararlı gaz da serbest kalır. Bu gazların bazı konsantrasyonları insan, hayvan ve bitki sağlığı için tehlikeli, cisimler için de aşındırıcı olabilir.
Renksiz ve kokusuz bir gaz olan karbondioksit bodrum katları, mağaralar ve başka çukurlar gibi alçak yerlerde birikerek ölümcül seviyede konsantrasyonların oluşmasına yol açabilir.
Kükürt dioksit renksiz ve kokuludur. Cilt, gözler, burun, boğaz ve solunum sistemi için tahriş edicidir. Asit yağmuruna neden olarak iklimi etkileyebilir.
Renksiz olan hidrojen sülfür, çürük yumurta gibi kokar. Çok toksik hale geldiği yüksek konsantrasyonlarda kokusu kaybolur ve solunum sistemini etkileyerek ölüme dahi yol açabilir.
Vanuatu'daki Yasur volkanından çıkan gaz bulutları. Sarah Brown.
-
Tsunami
Tsunami; herhangi bir su birikintisinde, deprem, denizaltı patlamaları gibi olaylarda, volkanik yapıların bir kısmının su içinde çöktüğü zamanlarda veya piroklastik akıntıda olduğu gibi volkanik ürünlerin suya hızla girdiği anlarda suyun yer değiştirmesiyle oluşan büyük dalgalardır. Tsunamiler, son derece güçlü olup okyanuslarda çok büyük mesafeler katedebilir. Karada kilometrelerce ilerleyip yolu üzerindeki her şeyi yıkıma uğratabilir.